-
1 kız çocuk
-
2 kız
kız arkadaş Freundin f; Kollegin f;kız çocuk kleine(s) Mädchen;kız kardeş Schwester f;kız gibi fam mädchenhaft; schüchtern; tadellos, Klasse-;kız istemek um die Hand (der Tochter) anhalten;kız oğlan kız jungfräulich
См. также в других словарях:
çocuk — is., ğu 1) Küçük yaştaki oğlan veya kız Çocuğun bir sütninesi vardı. R. H. Karay 2) Soy bakımından oğul veya kız, evlat Anası olacak bir kadın çocuğu omuzundan yakalamış. B. R. Eyuboğlu 3) Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kız — is. 1) Dişi çocuk Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize nin küçük kızını hatırladı. H. E. Adıvar 2) Bakire Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim. B. R. Eyuboğlu 3) Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı Karo kızı. 4) ünl. Dişi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk bakıcısı — is. Çocuk bakımı ile görevlendirilmiş kız veya kadın, çocuk bakıcı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kız kızan — is. Çoluk çocuk, ev halkı … Çağatay Osmanlı Sözlük
üvey kız — is. Karı kocanın her birine göre öbürünün ayrı bir eşinden dünyaya gelmiş olan kız çocuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyturmak — iğrilemesine kestirmek III, 193 kız, kız çocuk; cariye; pahalı nesne I, 7, 236, 280, 291, 299, 312, 326, 382, 412, 442, 474 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kızlanmak — pahalı bulmak, II, 251; III, 198, 199 kız edinmek, kız çocuk sahibl olmak II, 251, 254; III, 198 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
miras yemek — 1) kendine miras kalmak Erkek çocuk ne kadar miras yerse kız çocuk da o kadar miras yer. F. R. Atay 2) kendine kalan mirası tüketmek Son zamanlarda İzmir deki gazinocu bir amcasından beş bin liralık bir de miras yemişti. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
müdebbir — sf., esk., Ar. mudebbir İşin arkasını ve sonunu düşünüp çare arayan, önlem alan Bu kız, çocuk gibi görünürmüş, amma yüz yaşındaki bir ihtiyar kadar müdebbir ve ağırbaşlı imiş. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sütkız — is. Bir kadının kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasıyla birlikte evlat olarak benimsediği kız çocuk Siz bizim hanımefendinin ölen kocasının erkek kardeşinin sütkızı imişsiniz. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihsan etmek (veya buyurmak) — bağışta bulunmak, bağışlamak Allah bir de kız çocuk ihsan etseydi, bu ismi verecektim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük